Seren'in Kosesi

Ad:
Konum: Dallas, TX

Salı, Nisan 18, 2006

Yine 38C...

Bu yaz ne yapacagiz bilmiyorum. Ilk bahar sicak basladi. Mudurlerimden birisi bu havanin gecici oldugunu(oyle inanmak istiyormus) ve normale donecegini soyluyor ama kisin ne kadar sicak gectigini hatirlarsak yaz aylarida pek sicak gececege benziyor.

Pazartesi, Nisan 17, 2006

Rekor kirdik!!!

En son 1916 yilinda bugun Dallas'ta hava 100F olmus ve bugun bu rekoru kirdik. 101F yani 38C. Bakalim bu yaz ne yapacagiz. Herhalde havuza buz atip girecegiz :)

Pazar, Nisan 16, 2006

Pazar gununun havadisleri

1)Gecen sene 5 Ekim'de kapadigimiz havuz sezonumuzu 16 Nisan'da hayirlisi ile actik.Eh disarisi 35 derece olunca serinlemek gerekti.
2)Minik haydut A. artik minik degil. :)
3)Minik haydut'un ortagi A. hala minik :) (ikisinide bol bol sevdim bugun ama doyamadim)
4)Ogleden sonra gittigimiz ciflite ac kalan at CCK'nin tadina bakti.
5)....

Cuma, Nisan 07, 2006

Uzak...

Dogru hatirlamisim, kitabin adi Uzak, Oruc Aruoba tarafindan yazilmis. Kitabimin sayfalarini karistirdim,huzunlendim sonra beni asil en cok etkileyenin isaretlenmis siir degil on sayfaya arkadasimin yazdiklari olduguna karar verdim.

Gittigin o uzak ulkede, dogdugun topraklarin kokusunu yitirme, cunku "uzak" olacaksin sen ve "yakin" olacagim ben tipki senin gibi...Mutlu olman dilegiyle...

Perşembe, Nisan 06, 2006

onum, arkam, sagim, solum sobe

Madem sobelenmisim yazayim, ama simdi birinide sobelemek lazim… hmm sobelesem sobelesm kimi sobelesem….

sevgi nedir?

tam olarak tanimlayamiyorum, yogun bir his, karsi taraf icin elinden gelen herseyi yapmak istemek, herseyin en iyisini vermek istemek, kayitsiz sartsiz kendini birseylere adamak….
Aklima bir suru sey geliyor ama hicbirisi tam aciklamiyor… Nedir sevgi? Nasil aciklanir?

Yeniden dogsam...
Akilli olurdum

Beni en çok duygulandiran sarkilar...

Memleketim, sanirim Turkiye’yi cok ozledim.

En çok etkilendigim sair(ler)...
Siir okumayi cok sevmedigim icin oyle cok etkilendigim bir sair yok. Sairini hatilamadigim bir kitap var, sanirim adi Uzak’ti. (unutmazsam bir ara bulup tam adini yazarim) Buralara tasinmadan once en eski arkadaslarimdan biri tarafindan bana verilmisti ve icinde bir siir isaretlenmisti. Sanirim en cok o etkilemis beni. Simdi okusam yine goz yaslari suzulur.

Ismimin ne olmasini isterdim?
Ismimi cok seviyorum, daha guzel bir isim olamazdi benim icin beni anlatan, belki hiperaktif, yaramaz daha iyi anlatabilir. Kucukken 2. derece kuzenlerden birisi benim adimi hep unutup “Neseli Kiz” derdi bana, cok hosuma giderdi. Neseli olmayi seviyorum. Bazen karamsar olsamda ben genel olarak neseliyim :)

Ismimin ne olmasini istemezdim?
Nese Seren’den baska isimleri istemezdim, onlar benim ismim degil.

Hiç asik oldum mu?
Tabi, olmasam, canim CCK olmazdi, bende NSP-K olmazdim.
Tabii birde degisik tur ask var ki Sezen Aksu’nun dedigi gibi:

Ben her bahar asik olurum
Ruzgar olur yagmur olurum

Insanlara, ciceklere, hayvanlara, dogaya…. Findik’a….

Hayatimi degistiren olaylar...
23 Agustos 2004 – Arda ile Ata’nin dunyaya merhaba demeleri. Sevgili arkadasimin yaninda ameliyathaneye giris, acil bir durumda sorulacak hayati sorular karsiliginda vermem gereken cevaplarin esi tarafindan bana soylenmesi…ufakliklarin birer birer disari cikisi…ilk dokunus…
20 Mayis 2005 – Dugunumuz, yeni bir aile, yeni bir isim, yeni bir gelecek…

Sobelesem sobelesem Kar Cicegini sobelesem.

Salı, Nisan 04, 2006

127-101



Kebap, yine sirketin biletleri bana dustu ve CCK ile ziplaya ziplaya gittik. Orada birde sevdiklerimizle bulusunca mac iyice zevkli oldu. Eh sonucta gayet guzel olunca eglenceli bir aksam gecirdik. Onumuzdeki hafta Mehmet Okur'un takimi geliyor Dallas'a bakalim bilet bulursak ona da gitmek istiyoruz.

Cumartesi, Nisan 01, 2006

Sardunyam



Menekselerim, gardenyam, sardunyam ve adini bilmedigim ciceklerim...Birisi bana seninde bir kendi evin olunca ciceklerin olucak dese guler gecerdim. Hic sevmezdim cick sulamayi. Simdi saadece sulamiyorum onlarla konusuyorum yeni cicek actiklarinda aferin diyorum, yapraklari porsuyunce dertlerini soruyorum... ve en onemlisi onlarin varligi evimi daha sicak yapiyor, seviyorum balkonda oturup sardunyama bakmayi ve onun kirmizi cicekleri ile yesil yapraklarinin arasinda kendimi cooook uzakta bir yerde bulmayi.



que sera sera

que sera sera
whatever will be, will be
the future is not ours to see
que sera sera
what will be, will be

Bir arkadasimin blogunu okurken gordugum bir linki takip edince buldugum blogtaki resimlerim arkasinda calan bu sarki bir kac gundur huzursuz huzursuz dusundugum seylerin cevabi oldu bana. Birazdan yataga "que sera sera..." diye mirildanarak gidecegim ve sanirim kirk tur saga sola donmeden uyuyacagim. Yarin yapacaklarimi kontrol edebilirim, evi biraz toplayip, hava guzelse yuruyuse cikmayi planliyorum. Boylece CCK da sessiz sessiz calisabilir. Guzel. Pazartesini kontrol edebilir miyim? Hayir!!! Ofise gittigimde sevgili patronumun keyfinin nasil olacagini benden neler isteyecegini bilmiyorum. Rutin isler de olabilir, acilen yapilmasi gereken baska birisinin yapmadigi bir raporu da isteyebilir benden. "Whatever will be, will be...the future is not ours to see..." Takamayacagim kafama. Isten cikarma kararida alindiysa alinmistir, bu ben kotu oldugum icin degil yeni sahiplerin herseyi minimuma indirip sonunda butun yonetim islerini Hindistan'a tasima planlari yuzunden. Tek yapabilecegim guler yuzle ise gidip, isimi yapmak ve bugun de isim var diye sukretmek."the future is not ours to see...que sera sera..."